Hastalık Hastalığı Kendini Nasıl Gösterir?
Hastalık hastalığı kişinin sürekli olarak hasta olduğunu düşünmesi ve vücudundaki belirtileri yanlış yorumlaması olaran tanımlanıyor. Uzman Psikolog Gözdem Özdem Akaydın, “Yeterli tıbbi değerlendirme yapılmasına ve güvence verilmesine rağmen kişi, kendisinde bir hastalık olduğu düşüncesinden kurtulamaz” dedi.
Uzman Psikolog
Gözdem Özdem Akaydın,
hastalık hastalığı hakkında bilgilendirmede bulundu. Akaydın, halk arasında “hastalık hastalığı” olarak bilinen hipokondriyazisin kadınlarda ve erkeklerde eşit oranda görüldüğünü ve genellikle 20-30’lu yaşlarda ortaya çıktığını belirtti.
Hastalık hastalığını, diğer tanılardan ayıran en önemli faktörün “sağlık kaygısı” olduğunu aktaran Akaydın, “Ancak bu kaygının temelinde ölüm korkusu yoktur. Sağlık ile ilgili duyulan endişe; daha çok fark edilme, ilgi odağı olma gibi hasta rolünün sağladığı ikincil kazançlardan kaynaklanmaktadır. Aynı zamanda hastalık hastalığı, anksiyete ya da aşırı stresin sonucu da olabilmektedir” şeklinde konuştu.
Uzm. Psk. Gözdem Özdem Akaydın sözlerini şöyle sürdürdü:
"Gündemlerinin hastalıktan başka bir şey olmaması, çevresindeki insanların onlardan uzaklaşmasına neden olabilir. Bazen de ailelerinin ve arkadaşlarının hastalık hastalığını fark etmeleri, bu kişilerin çevrelerinden uzaklaşma eğilimi göstermelerine yol açabilir. Bu durum birçok doktora giderek onay ihtiyacı almaya devam etmelerini sağlar. Ayrıca hipokondriyazis teşhis edilse bile bu kişilerin, ruh sağlığı uzmanı ile görüşme sıklığı oldukça düşüktür. Psikiyatrist ya da psikolog görüşmelerine gelmezler, gelseler bile devamlılık göstermezler. Çünkü yaşadıkları durumun psikolojik bir sorun olduğunu kabul etmekte zorlanırlar. Pek çok doktordan görüş almalarının amacı ise kendilerini onaylayan bir hekim bulma çabasından kaynaklanmaktadır. Hipokondriyazis tanısı olan kişiler, yoğun kaygı ve depresyon atakları konusunda da risk altındadır."
Akaydın hastalık hastalığına sahip kişilerde sık görülen davranışları şöyle sıraladı:
“Sağlıkla ilgili yüksek düzeyde kaygılıdırlar. Hastalık ipuçlarını sıkı sıkıya takip ederler. Kimileri doktor doktor gezerken, kimileri ise hastaneden kaçınma eğilimindedir. Nabızlarını sıklıkla kontrol ederler. Hastalık süreci ile ilgili doktorla bilgi yarışına girebilirler. Hastalığı onaylatmak isterler. Saptanamamış özgül bir hastalıkları olduğuna inanırlar ve bu durumun henüz hekimler tarafından bulunmadığını hissederler. Bu kişilerde çoğu zaman bedensel belirtiler yoktur ya da hafif belirtiler vardır. Ancak bu belirtiler üzerine sürekli düşünme eğilimindedirler.”