İkinci Dalga Neden Sonbaharda Bekleniyor?
Koronavirüs salgını sürecinde vakaların yeniden hızlanarak artması ve alınan sıkı tedbirlerin geri getirilmesi anlamına gelen
ikinci dalganın gelmesi, Bilim Kurulu üyeleri tarafından Eylül-Ekim aylarında öngörülüyor.
Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Sema Turan, neden bu aylarda görülmesi beklendiğini açıkladı.
DHA muhabirine röportaj veren Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi ve Ankara Şehir Hastanesi Yoğun Bakım Uzmanı Doç. Dr. Sema Turan, tüm dünyaya bakıldığında ikinci dalganın hep görüldüğünü belirterek ikinci dalganın geleceğini bilim insanları olarak öngördüklerini belirtti. Eylül- Ekim aylarında beklenilmesinin sebebini ise;
"vücut direncindeki değişiklikler, kalabalıkların artması, kapalı mekanlarda daha çok vakit geçirmelere bağlı" olduğunu aktardı.
Gözümüzü Boyamasın
Turan, yaz aylarında kişilerin dirençlerinin daha iyi olması ve vaka sayısındaki düşüşlerin göz boyamaması gerektiğinin altını çizerek;
"Özellikle vücut direncimizdeki değişiklikler, kalabalıkların artması, kapalı mekanlarda daha çok vakit geçirmeler nedeniyle ikinci dalga için eylül-ekim ayları beklediğimiz aylar. Çünkü vakalar henüz bitmiş değil. Rehavete kesinlikle kapılmamak lazım. Bununla ilgili yaptığımız uyarılar bazen halkımızda ‘Ne kadar çok uyarı yapıldı’ diye bir düşünceye sebep olabilir. Ama bu çok önemli ve önemli olduğunu gördüğümüz için vurgulamaya devam ediyoruz" dedi.
Hiç Kimse Bu Şekilde Solunum Açlığı Yaşamamalı
Yoğun bakımdaki hastalar hakkında bilgi veren Doç. Dr. Turan, yoğun bakımdaki hastaların solunum açlığı çektiğini görmekten oldukça mutsuz olduklarını belirtti. Sağlık sisteminin virüsü engellemek ve tedavi etmek için var gücü ile çalıştığını belirten Turan;
" Hiç kimse bu şekilde bir solunum açlığı yaşamamalı. Ne yazık ki Covid-19’un yarattığı klinik tablo bu. Çok ciddi bir akciğer enfeksiyonu yapıyor. Yaptığı tablo nedeniyle de hastaları kaybedebiliyoruz. O yüzden eylül ve ekim ayları önemli aylar. Vaka sayıları artabilir. Sağlık sistemimiz buna yetmek için elinden geleni yapacak, yapmaya da devam edecek. Fakat eğer biz önlemleri ciddiye alırsak, bu önlemlere harfiyen uyarsak bu sayılar azalacaktır. Ve beraberinde belki önümüzdeki aylarda, aylar içerisinde daha iyi bir şekilde bu hastalıktan kurtulmuş olabileceğiz. Bu inancımızı yitirmemeliyiz" değerlendirmesinde bulundu.
Kurban Bayramı Kritik Önem Taşıyor
Özellikle sosyal hareketliliğin en yoğun olacağı günlerden olan Kurban Bayramı'na dikkat çeken Bilim Kurulu üyesi, konu hakkında alınacak önlemlerle ilgili bir rehber hazırladıklarını belirterek;
"Mümkün olduğu kadar toplu alanlarda maskesiz bulunmamaları gerektiğini, birbirleriyle el sıkışmamaları gerektiğini tekrardan hatırlatmak istiyorum. Önlemlerimizi alarak, birbirimize zarar vermeden kurallara uymalıyız. Her birimiz diğer birimize zarar verebiliriz. Bunu yapmamak adına Kurban Bayramı süreci boyunca özellikle toplu mekanlardan uzak durmak, bayramlaşmayı bu bayramda mümkünse Ramazan Bayramı’nda yaptığımız gibi sevdiklerimize mümkün olduğu kadar telefonla ulaşmak önemli olacaktır" dedi.