Doç. Dr. Hasan Abuoğlu, koronavirüs döneminde kilo alımına dikkat edilmesi konusunda uyarılarda bulundu.
Koronavirüs dünya genelinde birçok insanın evlerinde
karantinasına girmesine sebep oldu. İnsanların evlerine çekilmesi, hareketsiz bir yaşamı beraberinde getirdi. Hareketsizlikle birlikte gelen kilolar, birçok sağlık problemine neden oldu.
Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Hasan Abuoğlu, bu konuya ilişkin açıklamasında,
"Türkiye'de de dünyada olduğu gibi bir obezite git gide artıyor. Özellikle korona günlerinde evde olunan şu dönemde kişiler vakit geçirmek adına birçok yiyeceği daha da çok tüketmeye başladı. Ancak bu tüketim hazırda zaten kilo problemi olan kişiler için riskli olabilir. Bu duruma bağlı olarak obezite daha da fazla artmaya başlayabilir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından standartları belirlenen vücut kitle indeksi (VKİ veya BMI) hesaplamasında kilonuzun, boy değerinizin karesine bölünmesiyle (kg/m) 40 ve üzeri olması durumudur.
Morbid obezite bir hastalıktır, tek ve en etkili tedavi cerrahidir. Yüksek kolesterol sonucu damar sertliği, hipertansiyon, kalp krizi, inme riskini artırmaktadır. Tip 2 şeker hastalığı, karaciğer yağlanması ve sonrasında siroz, polikistik over, uyku apneleri, astım, jinekolojik problemler, polikistik over gibi onlarca durum morbid obez hastaların birçoğunda görülmektedir. Kanserlere yakalanma açısından normal kilolu bireylere göre morbid obez hastalar 7-8 kat artmış risk taşımaktadırlar. Birçok ciddi sağlık problemi yanında psikolojik ve sosyal problemlere neden olmaktadır" ifadelerine yer verdi.
Kilo Alımı Vücudun Çalışma Düzenine Zarar Verir
Koronavirüs döneminde
kilo alımına dikkat çeken Dr. Abuoğlu, aşırı yemek tüketimi ve hareketsizliğin vücutta yağ birikimine neden olduğunu ve bu yağların vücudun çalışma düzenine zarar verecek hormonları ürettiğini belirterek şunları dile getirdi:
"Bu süreç sonunda bel çevresindeki yağlanma dikkat çekici bir şekilde artmaya başlar. İnsanların bel çevresi obezite ve
obezitenin derecesi hakkında bizlere yol gösterici niteliktedir. Obezite cerrahisinde ilk olarak mide hacmini küçültücü işlemler planlanmaktadır. Tek ve en iyi cerrahi yöntem yaklaşımından çok hastaya uygun yöntem hangisidir yaklaşımı daha doğrudur. Hepsi laparoskopik (kapalı) ameliyat yöntemiyle yapılmaktadır.
Laparoskopik yöntemde
ameliyatlar büyük bir ameliyat kesisi olmadan 0,5 cm veya 1 cm'lik küçük kesilerden batın içine ulaşılarak yapılmaktadır. Hastalar ameliyattan birkaç saat sonra yürümeye başlamakta ve birkaç gün sonrasında taburcu olabilmektedirler. Günlük işlerine bir hafta içinde dönebilmektedirler. Obezite cerrahisinde genel olarak iki farklı yöntem tercih edilmektedir; mide hacmini küçültücü yöntemler ve/veya yalnızca yiyeceklerin emilimini engelleyen yöntemler. VKİ 35-40 arasında olup tip 2 şeker hastalığı, hipertansiyon, uyku apnesi, eklem rahatsızlıkları, jinekolojik problemleri bulunan hastalar ameliyat için uygun hastalardır. Ayrıca tip 2 diyabet ve metabolik bozuklukları bulunan VKİ 30-35 arasında hastalar gerekli incelemeler yapıldıktan sonra şeker hastalığının tedavisi için ameliyat programına dahil edilebilirler. VKİ 30 ve altında olan seçilmiş hastalarda ameliyat edilebilmektedir"