2835
0

Lityumun Jeopolitiği: Çin vs. ABD

Küresel çapta teşviklerin ortaya çıkmasından beri birkaç yıldır lityum stratejik bir metal olma yolunda hızla ilerliyor. Çin ve Abd'nin lityum stratejileri?

Lityumun Jeopolitiği: Çin vs. ABD
Yazar: Derin Demirel

Yayınlanma: 1 Nisan 2020 21:58

Güncellenme: 17 Ekim 2024 21:47

Lityumun Jeopolitiği: Çin vs. ABD Kitlesel ölçekte elektrikli araç geliştirmeye yönelik olarak küresel çapta teşviklerin ortaya çıkmasından beri birkaç yıldır lityum stratejik bir metal olarak odak noktasına geldi. Çin'de, AB'de ve ABD'de halihazırda çok büyük bir talep söz konusu. Lityum pazarı üzerinden güvenliğin sağlanması, daha şimdiden kendi jeopolitiğini geliştiriyor ve bu süreç petrol üzerinde kurulan denetimden farklı değil. Çin, Kaynakları Güvence Altına Almaya Yöneliyor Dünyanın en büyük elektrikli araç üreticisi haline gelme gibi büyük hedefler belirlemiş olan Çin açısından, lityum batarya materyallerinin geliştirilmesi, 13. Beş Yıllık Plan (2016-20) için bir öncelik. Her ne kadar Çin'in kendi lityum rezervleri olsa da bunların geri kazanımı sınırlı düzeyde olup Çin ülke dışında lityum madencilik haklarını güvence altına almaya yöneldi. Avustralya'da Tianqi denetimindeki Çinli Talison Lithium adli şirket, Perth yakınlarında Batı Avustralya/ Greenbushes'ta dünyanın en geniş çaplı ve kaliteli spodümen rezervlerine sahip olup bunların madenciliğini yapıyor. Talison Lithium Inc. dünyanın en büyük lityum üreticisi. Onların Avustralya'daki Greenbushes sahasında günümüzde Çin'in lityum taleplerinin yüzde 25'i, dünya talebinin ise yaklaşık yüzde kırkını üretiliyor. Bu ve Avustralya'nın diğer temel hammaddeleri, ABD'nin yakın müttefiki olan Avustralya ile olan ilişkileri Pekin açısından stratejik açıdan önemli hale getirdi. Ayrıca Çin, Avustralya açısından en büyük ticaret ortağı oldu. Bununla birlikte, Çin'in Avustralya dolaylarında Pasifik'teki artan ekonomik etkisi, Başbakan Scott Morrison'u Çin'e, Avustralya'nın stratejik arka bahçesine meydan okumaması konusunda bir uyarı mesajı göndermeye yöneltti. Avustralya, 2017 yılı sonunda Çin'in bölgede artan etkisi konusunda büyüyen endişe sonucunda, ABD, Hindistan ve Japonya ile gayri resmi iş birliğini yeniden başlattı ve böylelikle Çin'in Güney Pasifik'teki nüfuzunu denetim altına almaya dönük olarak daha önceki bir girişimini yeniden canlandırdı. Avustralya ayrıca kısa süre önce Pasifik'teki stratejik ada ülkelerine, Çin'in kredilerine başvurmalarını önlemek için daha fazla kredi vermeye başladı. Tüm bunlar ise Çin'in önümüzdeki on yılda yükselen elektrikli araç ekonomisinde kilit bir oyuncu haline gelmek üzere elindeki lityumu güvenli hale getirmek amacıyla diğer alanlarda küreselleşmesini zorunlu hale getiriyor. Elektrikli araçlardaki gelişmeler Çin'in ekonomik planlaması açısından bir öncelik halini alırken, güvenli lityum arayışı, bir başka büyük kaynak olan Şili'ye doğru rotanın çevrilmesine yol açtı. Orada Çinli Tianqi, Şili'nin Sociedad Quimica Y Minera (SQM) adlı şirketinden -bu şirket, dünyanın en büyük lityum üreticilerinden biridir - büyük bir hisse aldı. Eğer Çinli Tianqi SQM'nin kontrolünü ele geçirmeyi başarırsa, madencilik endüstrisi raporlarına göre dünyadaki lityum kontrolünün jeopolitiğini değiştirecek. Elektrikli araçları çalıştırmak için kullanılan lityum-iyon bataryalarının stratejik bir bileşeni olan lityum metallerinin dünya çapındaki arzı, birkaç ülkeye yoğunlaşmış durumda. Lityuma yönelik potansiyel talep konusunda bir fikir vermesi açısından Tesla'nın S Modelinin bataryası, yaklaşık 10.000 adet cep telefonu bataryasını çalıştırmaya yetecek kadar 63 kilogram lityum karbonat gerektiriyor. Kısa süre önceki bir raporda ise, Goldman Sachs bankası, lityum karbonatı "yeni benzin" olarak tanımlamıştı. Goldman Sachs'a göre; elektrikli araç üretiminde sadece yüzde 1'lik bir artış, lityum talebini, mevcut küresel üretimin yüzde 40'ından fazlası kadar artırabilir. Birçok hükümet daha düşük CO2 emisyonu talep ederken dünya çapındaki otomotiv endüstrisi, önümüzdeki on yıl için elektrikli araç konusundaki planlarını genişletiyor ve bu da lityumu potansiyel olarak bugün petrolün sahip olduğu stratejik konuma getirecek. Lityumun Suudi Arabistan'ı mı? Lityumunun çıkarılması çok daha karmaşık olan Bolivya da son yıllarda Pekin'in hedef tahtasına girdi. Bazı jeopolitik tahminlere göre Bolivya'nın lityum rezervleri, dünyanın en büyükleri arasında yer alıyor. Salar de Uyuni tuz arazilerinin tek başına dokuz milyon ton lityum içerdiği tahmin ediliyor. 2015 yılından beri, CAMC Engineering Company isimli Çinli madencilik şirketi, gübre olarak potasyum klorid üretmek üzere Bolivya'da büyük bir tesis işletiyor. Ancak CAMC'nin göz ardı ettiği şey, potasyum kloridin altında dünyanın bilinen en geniş lityum rezervlerinin Salar da Uyuni tuz arazilerinde bulunduğu. Bu, Bolivya'daki benzer 22 tuz arazisinden biri. Çinli Linyi Dake Trade, aynı sahada bir lityum batarya pilot tesisi inşa etti. Ardından 2019 yılı Şubat ayında Morales hükümeti bir başka lityum anlaşması imzaladı ve bu kez Bolivya devletine ait YLB isimli lityum şirketiyle planlanmış bir ortak girişim çerçevesinde yüzde 49 hisseye sahip olacak olan Çinli Sincan TBEA Group Co Ltd ile... Bu anlaşma sonunda Coipasa ve Pastos Grandes tuz arazilerinden lityum ve diğer materyaller üretilecek ve yaklaşık 2,3 milyar dolarlık bir maliyeti olacak. Lityum açısından Çin bu zamana değin dünya çapında lityumun denetim altına alınmasına dair yeni büyük oyuna hakim durumda. Çinli şirketler artık dünya çapındaki lityum üretiminin neredeyse yarısını, elektrikli batarya üretim kapasitesinin ise yüzde 60'inı denetim altında tutuyor. On yıl içerisinde Goldman Sachs, Çin'in dünyadaki elektrikli araçların yüzde 60'ını tedarik edebileceğini tahmin ediyor. Kısacası, lityum Pekin açısından stratejik bir öncelik. ABD-Çin arası lityum rekabeti mi? Bugün dünya çapında lityum madenciliğindeki bir diğer büyük aktör ise ABD. Muazzam bir yönetim kurulu olan Kuzey Karolina'lı Albemarle isimli şirketin Avustralya ve Şili'de büyük lityum madenleri var- tıpkı Çin'in olduğu gibi. 2015 yılında Albemarle, ABD'li Rockwood Holdings'i satın aldığında dünya lityum madenciliğinde ana aktör halini aldı. Rockwood Lithium’un Şili'de Salar de Atacama’da ve Çinli Tianqi Industry Group'un yüzde 51 hissesinin olduğu Avustralya’daki aynı Greenbushes madeninde operasyonları vardı. Bunlar Albemarle'ye, Çin'le ortaklık halinde Avustralya'daki lityum projesinde yüzde 49'luk bir hisse sağladı. Şurası netlik kazanmaya başladı: ABD-Çin arasında Çin'in ekonomik planlarına dair gerilimler muhtemelen Çin'in kilit önemdeki stratejik lityum rezervlerinin kontrolü üzerindeki etkisini durdurabilir. Bolivya'da kısa süre önce gerçekleşen ve Evo Morales’i  Meksikaka'ya sürgüne gönderen askeri darbede, ilk bakışta, Washington'un parmak izleri var. Sağ kanattan Hıristiyan kimliğiyle bilinen geçici devlet başkanı Jeanine Anez'in ve sağ kanattan milyoner Luis Fernando Camacho'nun sahneye çıkması, ülkenin siyasi geleceğinin sağa doğru kaydığının bir işareti olup bu da Washington'un açık açık desteklediği bir şey. Diğer meseleler arasında kritik önemdeki bir başka konu ise, müstakbel hükümetin Çinli şirketlerle lityum madenciliği anlaşmalarını iptal edip etmeyeceği. Dolayısıyla benzer şekilde 16 Kasım'da Şili'de APEC'in toplantısınin iptal edilmesi -ki bu toplantıda Trump ile Xi Jinping arasında bir ticaret zirvesi gerçekleşecekti-başka bir açıdan da önem taşıyor. Toplanti aynı zamanda South China Morning Post'a göre, Çin-Şili arasındaki büyük ticaret anlaşmaları için bir platform oluşturacaktı. Xi'nin planlanan delegasyonu, 150 şirketin müdürünü içeriyordu ve büyük ekonomik anlaşmalar imzalamayı öngörüyordu. Bu da, ABD'nin kısa süre önce uyarıda bulundu üzere, Çin-Şili arasındaki ekonomik bağları güçlendiriyor. Şili'de hükümetin toplu taşıma ücretlerine karşı çıkmak üzere gerçeklesen kitlesel protestolar, Washington'daki Renkli Devrimleri tetiklemek üzere diğer ülkelerde de benzeri ekonomik gerekçelerin harekete geçebileceğine dair işaret veriyor. Protestolar, Şili'de APEC zirvesinin iptal edilmesi gibi kisa süreli etkiler doğurdu. ABD'nin fonladığı STK'ların Şili'deki protestolar sırasındaki aktif rolü teyit edilmedi; ancak Şili ile Çin arasında artan ekonomik ilişkiler, Washington tarafından olumlu görülmüyor. Çin'in bu noktada Şili'de lityum araması, mevcut hükümetin serbest piyasa ekonomisine rağmen Washington'un müdahalelerine hedef olabilecek olan, az tartışılmış bir stratejik jeopolitik etmendir. Bu dönemeçte, gelecekte elektrikli araç batarya pazarında egemenliğin ele geçirilmesi konusunda küresel bir mücadele olduğu ve lityumun denetiminin de bunun kalbinde olduğu net bir şekilde görülüyor. (Global Research, 19 Kasım 2019) F. William Engdahl: Risk Danışmanı ve Akamisyendir. Petrol ve Jeopolitik üzerine en çok okunan kitapların yazarıdır. Bu makale ilk olarak New Eastern Outlook isimli bir online dergide yayımlanmıştır. Global Research'e de yazılarıyla katkıda bulunmaktadır. https://www.globalresearch.ca/china-usa-geopolitics-lithium/5695377
Döviz Çevirici

Popüler Aramalar
    En Popüler Haberler

    Yorum Yap

    Yazılan yorumlar hiçbir şekilde TRSondakika - Dünyadan Son Dakika Haberler, Spor, Dünya, Politika, Sağlık, Forex, Kripto, Ekonomi, Emlak görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.

    Yorumlar

    Henüz yorum yapan yok! İlk yorumu siz yapın...
    Dünyadan Son Dakika Haberler, Spor, Dünya, Politika, Sağlık, Forex, Kripto, Ekonomi, Emlak.

    trsondakika: Türkiye'nin en kapsamlı haber sitesi. Son dakika haberleri ve en güncel haberler trsondakika'da.