Yayınlanma: 3 Haziran 2022 09:27
Güncellenme: 23 Kasım 2024 01:25
Prof. Dr. Şerife Gündüz, 1 Haziran Dünya Çocuk Günü ve 5 Haziran Dünya Çevre Günü nedeniyle Kıbrıs Postası'na açıklamalarda bulundu. Sağlıklı bir çevrede yaşam hakkının herkesin en temel haklarından biri olduğunu kaydeden Gündüz, çocuk haklarıyla çevrenin ayrı tutulamayacağını belirtti.
"ÇOCUKLARIMIZA TEMİZ BİR DOĞA BIRAKMAK EN ÖNEMLİ GÖREVİMİZ"
Çocukların, sağlıklı bir ortamda yaşamasının hak olduğuna vurgu yapan Gündüz, "Temiz suya erişim, temiz hava, temiz besinler ve temiz bir gelecek ancak ekolojik düzenle sağlanabilecektir. Çocuklarımıza gelecek hazırlarken sadece maddi olarak bir hazırlık yetersizdir. Bunun yanında temiz bir doğa bırakmak da bizim en önemli görevimizdir." dedi.
"ÇEVRE VE ÇOCUK HAKLARINDA BAŞARILI DEĞİLİZ"
Çevre gününün 1972 yılından itibaren gündeme geldiğini anımsatan Gündüz, çocuk haklarının ise 1989 yılında kabul edildiğini söyledi.
Gündüz, "Her ikisinde de başarılı olmadığımız çok açık. 1973'teki çevre günü teması ile bu yılki çevre teması aynı 'tek bir dünya', bu demek oluyor ki aklımızı başımıza almıyoruz. Gidecek başka bir dünyamız olmadığını kabul edemiyoruz. Tehlike çanları çalıyor duymamak için kulaklarımızı kapatıyoruz ya da duyar gibi yapıp yolumuza devam ediyoruz. Eğer başka bir gezegende yaşamak şansımız olsa yanımıza 40 bin canlı türü nüde götürmemiz gerekir. Bu da demek olmuyor ki başka canlılar, doğa olmadan biz yaşayamayız." şeklinde konuştu.
"TARIM VE SANAYİ, EKOLOJİK ANLAMDA DÜNYA İÇİN CİDDİ YIKIMA NEDEN OLDU"
Sanayi Devrimi'nde oluşan kirlilik nedeniyle sağlıklı bir çevre kavramının ortaya çıktığını söyleyen Şerife Gündüz, "Tarım ve sanayi ekolojik anlamda Dünya için ciddi yıkıma neden olmuşlardır." dedi. Sanayi Devrimi'nden itibaren ulaşımda yakıtların kullanılması, tarım için ormanlık alanların yok edilmesi, nüfus artışı hızlı kentleşme nedeniyle gezegenin iklim kriziyle baş başa kaldığını anlatan Prof. Dr. Gündüz, "Gezegenimiz insan kaynaklı etkilerden dolayı tehdit altındadır." şeklinde konuştu.
"FABRİKALARIN 3. DÜNYA ÜLKELERİNE KURULMASI BÜYÜK BİR ADALETSİZLİKTİR"
Çevre kirliliği sonrası 1972 tarihinde tibaren çeşitli sözleşmelere imza atıldığını hatırlatan Gündüz, bu sözleşmelerin ülkelerin gezegenin geleceği için toplumların güvenliği için bazı sözler vermeye yeşile doğru dönmeye zorlayan sözleşmeler olduğunu ifade etti.
Sürece bakıldığında, iklim kriziyle birlikte sıklaşan toplantıların ne kadar işe yarayacağınınbilinmediğini ifade eden Gündüz, "Ulusların güvenliği tehlikede. Buna rağmen ekonomik çıkarlar her zaman insan haklarının üzerinde tutuluyor. Ülkeler sera gazı emisyonlarını azaltmak hatta sıfırlama sözü verirken, fabrikalarını 3. dünya ülkelerine kurarak, kendi sözlerini tutar gibi yapıyorlar. Bu büyük bir adaletsizlik. Bu adaletsizlik çocuklara da yansımaktadır." dedi.
Çocukların, çevresel risklerden, yetişkinlerden daha çok etkilendiklerinin bilimsel olarak kanıtlandığını dile getiren Gündüz, BM'nin 2016 yılındaki raporuna işaret ederek, yüzlerce çocuğun vücutlarında tehlikeli maddelerle doğduğunu belirtildiğini kaydetti.
“1,7 MİLYON ÇOCUK ÖNLENEBİLİR ÇEVRESEL ETKİLER NEDENİYLE HAYATINI KAYBETTİ”
Adaletin olmadığının altını çizen Gündüz, iklim krizinden de en çok kadın ve çocukların etkileneceğinin bilimsel verilerde de yer aldığını söyledi.
"Dünya’da sağlıklı ve güvenli bir ortamda büyüme fırsatı son derece haksız biçimde dağılmıştır." vurgusunu yapan Prof. Dr. Şerife Gündüz, "4 çocuktan 1'inden fazlası (veya 1,7 milyon çocuk) önlenebilir çevresel etkiler nedeniyle hayatını kaybederken, milyonlarcası hastalık, sakatlık ve bir dizi başka zarara maruz kalıyor, bunların çoğu ömür boyu zarara neden olur." vurgusunu yaptı.
BM Çocuk Hakları Sözleşmesi'nde hava kirliliği ve çeşitli kimyasal kirlilikler, iklim krizi ve küresel biyoçeşitlilik kaybına kadar çevre sorunlarının çocuk haklarına ciddi ve sistematik tehditler oluşturduğunun kaydedildiğini ifade eden Gündüz, hem şimdiki hem de gelecek nesillerin hayatlarını tehlikeye atıldığını belirtti.
"Her çocuğun güvenli bir çevrede büyüme , sağlıklı bir yaşam sürme ve olumlu gelecek beklentileri geliştirme hakkı vardır." diyen Gündüz, sağlıklı bir çevrenin çocukların beden ve ruh sağlığının ön koşulu olduğun söyledi; "Onsuz büyüyemezler ve toplumun sağlıklı üyeleri olamazlar." vurgusunu yaptı.