Türkiye ve İsrail Uzlaşmaya Gittikçe Yaklaşıyor
İsrail ile Türkiye arasındaki yakınlaşma haberleri, diplomatik ilişkilerdeki yıllarca süren iniş çıkışların ardından yeniden hareketleniyor. Türk yetkililere göre, bir zamanlar yakın olan müttefikler yenilenen ilişkilerini başlatmak üzere harekete geçiyorlar.
Türkiye ve İsrail 2018’in mayıs ayında, İsrail güçleri tarafından düzinelerce Filistinli’nin öldürülmesi ve Washington’un büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma kararı alması ile birlikte karşılıklı olarak büyükelçiliklerini sınır dışı etmişti.
Filistin davasını savunan Erdoğan, aralık ayında yaptığı bir açıklamada, Türkiye'nin İsrail ile daha iyi ilişkiler kurmak istediğini ancak İsrail'in Filistinlilere yönelik politikasının kabul edilemez olduğunu belirtmişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin İsrail yönetim kademesindekilerle görüş ayrılıklarını daha öncede birçok kez ifade etmiş, Filistin meselesinin Türkiye’nin kırmızı çizgisi olduğunu vurgulamıştı. İsrail’in Filistin topraklarına yönelik “acımasız” politikalarını Ankara'nın kabul etmesinin imkansız olduğunu söylemişti.
Bir zamanlar müttefik olan Türkiye ve İsrail arasında son yıllarda sert tartışmalar yaşandı. Ankara defalarca İsrail'in Batı Şeria'yı işgalini ve Filistinlilere yönelik muamelesini kınadı.
Yaşanan son gelişmeler üzerine ise Kudüs Strateji Güvenlik Enstitüsü (JISS) ve Tel Aviv Üniversitesi Moshe Dayan Orta Doğu ve Afrika Çalışmaları Merkezi'nden (MDC) Türkiye uzmanı Dr.Hay Eytan Cohen Yanarocak, ''İşlerin yakında düzeleceğini söylemek için erken olabilir.'' İfadelerini kullandı.
Yanarocak, her iki taraftan gelen yapıcı sinyallere rağmen, önümüzdeki ay yapılacak olan İsrail seçim sonuçları belli olana kadar önemli bir adım atılmayacağını öngörüyor.
İsrail'deki olası bir liderlik değişikliğinin bağların yeniden oluşturulmasını hızlandırabileceğini sözlerine ekleyen Yanarocak, "İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu koltuğunu koruyamazsa, Türkiye tarafından normalleşme adımı çok daha kolay atılacaktır." şeklinde konuştu.
Türkiye, ABD aracılığıyla İsrail ile dört Müslüman ülke arasında geçen yıl imzalanan normalleşme anlaşmalarını da eleştirmişti.
Yanarocak, bu anlaşmaların İsrail'in bölgesel izolasyonundan kurtulmasına yardımcı olduğunu ve Türkiye ile diplomatik ilişkilerin iyileştirilmesi adına da üstünlük kazandırdığını savunuyor.
Connecticut Bridgeport Üniversitesi Orta Doğu Siyaseti uzmanı Hasan Awwad, The Media Line ile gerçekleştiği söyleşide, diplomatik bağların yeniden kurulmasının kazandıracağı çok şey olduğunu ifade etti.
Geçtiğimiz hafta, İsrail Devlet Havayollarına ait El Al yolcu uçağı, 10 yıllık bir aradan sonra İstanbul Uluslararası Havalimanına iniş yapmıştı. Bu, ilişkilerdeki çözülmenin sürdüğünün bir işareti olarak görülebilir.
Awwad, ilişkilerin yeniden başlamasının iki ülkenin savunma sanayileri üzerinde büyük bir etkisi olacağını belirtiyor.
2010 yılında Gazze'ye insani yardım taşıyan Mavi Marmara olayına atıfta bulunarak, "İlişkiler Marmara olaylarından önceki seviyelere dönerse, istihbarat ve ticaret açısından daha yakın bir işbirliği görürüz." dedi. (Mavi Marmara olayı: İsrail'in kıyı şeridi ablukasını kıran Mavi Marmara adlı Türk gemisine İsrail güçleri müdahalede bulunmuş, müdahale sonucunda 9 Türk hayatını kaybetmişti.)
Yanarocak Türkiye ile doğru ilişkilere sahip olmanın, İsrail'in ulusal çıkarına fayda sağlayacağı değerlendirmesinde bulundu.
Dr.Hay Eytan Cohen Yanarocak, İsrail ile Türkiye arasındaki ilişkilerin yeniden tesis edilebilmesinin önündeki en büyük engellerden birinin de Hamas hareketi olduğuna dikkat çekti. Yanarocak, Ankara’nın Gazze Şeridini yöneten İslamcı grubun destekçisi olarak konumlandığı ikili ilişkilerin düzelebilmesi için Ankara’nın bu desteğe son vermesi gerektiğini ifade etti.
Gazze El Ezher Üniversitesi Siyaset Bilimleri Doçenti Mkhaimar Abusada, The Media Line ile yaptığı söyleşide, ''Müslüman Kardeşler'in bir parçası olan Hamas ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki Türk hükümeti arasındaki İslamcı ideolojik bağların kırılması zor.'' İfadelerini kullandı.
Abusada, “İsrail-Türkiye ilişkilerindeki iyileşmenin Hamas pahasına olacağını ve bunun Hamas tarafında yankı uyandıracağını düşünüyorum ancak önemli bir etki yaratacağını düşünmüyorum.'' şeklinde konuştu.
Abusada, Katar'ın Müslüman Kardeşler'i desteklediğini ancak hem İsrail hem de Hamas ile iyi ilişkilere sahip olduğuna dikkat çekti ve ekledi "Katar, İsrail ile olan ilişkilerini Hamas'ın yönettiği Gazze Şeridi'nde yaşanan insani acıyı hafifletmek için her zaman kullandı. Kimse buna itiraz ediyor gibi görünmüyor.''
Ancak, sözde terörizmi desteklemekle suçlanan bazı Hamas liderlerinin sınır dışı edilmesine yönelik İsrail talepleri olabileceğini de sözlerine ekledi.
Abusada, “İsrail ile BAE, Bahreyn, Sudan ve Fas arasındaki normalleşme anlaşmaları gibi değişen bölgesel ittifaklar, Erdoğan'ı dış politika stratejisini yeniden düşünmeye ikna etmiş olabilir.Bölgedeki siyasi değişimler büyük rol oynuyor. Beyaz Saray ve yeni ABD yönetiminin desteğiyle bölgesel farklılıkların azaldığı bir dönemle karşı karşıyayız. Türkiye, çevresinde izole bir durumda olmak istemiyor.” dedi.
Yanarocak, bu yeni diplomatik ilişkilerin Türkiye'nin İsrail politikasını yeniden gözden geçirmesinde rol oynamış olabileceğini konusunda Mkhaimar Abusada ile hemfikir.
Yanarocak, ''İsrail ile daha yakın ilişkilerden söz edilmesi, hem Türkiye'nin hem de ABD'nin Avrupa ile ilişkilerinin düşük bir noktada olduğu bir dönemde geliyor. Erdoğan'ın son haftalardaki uzlaşmacı üslubu, Beyaz Saray'daki değişimden kaynaklanıyor olabilir. Bu, Başkan Biden'in zaferi ile ilgili. Türkiye açısından, ABD-Türkiye ilişkileri daha önce hiç yaşanmadığı kadar kırılgan bir durumda. Türkiye, ilişkileri düzeltmek adına İsrail'in Washington üzerindeki etkisinden yararlanmayı planlıyor.” şeklinde konuştu.
İsrail haber kaynakları ise Erdoğan'ın eski Amerikan Başkanı Trump ile nispeten daha samimi bir ilişkisi olduğunu Biden başkanlığının Ankara için daha zorlu bir süreç olacağını yazdı.
Kaynaklar, “En kötüsünü bekleyen Erdoğan, ihtiyati tedbirler alıyor gibi görünüyor. Örneğin, Libya ile bir deniz sınırı anlaşması imzalayarak Türkiye'ye Akdeniz'de arama ve boru hattı inşası için yeni bir yol sağladı. İronik bir şekilde, iki ülke de Azerbaycan'ın Ermenistan'la tartışmalı Dağlık Karabağ konusunda Azerbaycan'ı destekledikleri ortak bir zemin buldular. İsrail ve Türk insansız hava uçakları, iki ülkeden bildirilen istihbarat desteği sayesinde Azerbaycan'ın İran destekli Ermeni güçlerine karşı kazandığı zaferde çok önemli bir rol oynadıklarını kanıtladı.” İfadelerine yer verdi.