Ulaştırma Bakanlığı'ndan Çanakkale Köprüsü Açıklaması
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Karayolları Genel Müdürlüğü, Çanakkale Köprüsü'nden zarar edildiği iddialarına açıklık getirdi. Yapılan açıklamada, "açılışın öngörülenden 1,5 yıl erkene alınması mümkün olmuş, böylece 622,5 milyon avro tasarruf sağlanmıştır" denildi.
Dün Cumhurbaşkanı
Erdoğan'ın katılımıyla açılan 1915
Çanakkale Köprüsü nedeniyle devletin zarara uğradığı iddiasına Ulaştırma Bakanlığı'ndan yanıt geldi.
Yapılan açıklamada 1915 Çanakkale Köprüsü'nün yapım ve işletme süresinin (toplam 16 yıl 6 ay 12 gün) hiçbir şekilde değişmeyeceği ve projenin erken bitirilmesi durumunda ortaya çıkacak sürenin, işletme süresine dahil edileceğinin sözleşmede yer aldığı bildirilerek, "Sözleşmedeki bu hükümle, yüklenicinin projeyi erken bitirmesi teşvik edilmesi sayesinde, açılışın öngörülenden 1,5 yıl erkene alınması mümkün olmuş, böylece 622,5 milyon avro tasarruf sağlanmıştır" ifadesi kullanıldı.
Projenin, 2 milyar 545 milyon Euro yatırım tutarı ile tamamlandığı söylenen açıklamada, "Görevli şirket tarafından ödenen 'Kamulaştırma bedeli', 'İşletme ve Ağır bakım maliyeti' ile 'Finans maliyeti' de dahil olmak üzere, toplam hesaplanan (yaklaşık maliyet nominal değerlerle) 4 milyar 329 milyon avro iken, görevli şirkete devletin taahhüt ettiği garanti bedeli ise 3 milyar 796 milyon avrodur. Bu bedel, işletme süresinin erken başlamasına rağmen yüzde 12 daha azdır. Yani iddia edilen zarar, tamamen hayal ürünü ve iftiradır" değerlendirmesi yapıldı.
Öne sürülen iddiaların kamuoyunu yanlış yönlendirmeye neden olduğu söylenirken şunlar kaydedildi:
"Muhalefet etmenin, milletine, devletine düşmanlık etmek olmadığını defalarca tekrarladık. Bu düşmanca çizgiden vazgeçmeleri, yalanlara milletimizi yanıltmamaları, uydurma iddialarla ve tehditlerle yabancı turist ve yatırımcıları Türkiye'ye gelmekten alıkoymak için gösterdikleri çabayı bırakmaları konusunda kendilerini defalarca uyardık. Onlar bu yoldan vazgeçmeyince de çeşitli iftiralarıyla ilgili hukuki süreçleri başlattık. Onları kamuoyunun vicdanına ve adalete havale ettik. Ancak yalanı, iftirayı, karalamayı bir ideoloji olarak benimsemiş bu kişiler, boşa çıkan her iddialarından sonra yeni bir tanesine sarılarak 'muhalefet yapıyormuş' gibi görünmeye çalışmaktan vazgeçmiyorlar. Biz de ne milletimize hizmet etmekten vazgeçeceğiz ne de bu müfterilerle mücadele etmekten."