Gemi Kaptanı Erhan Şengül Ukrayna’daki Kızı ve Annesinden Haber Alamıyor
Gemi Kaptanı Erhan Şengül, Ukrayna’nın ağır işgal altına alındığı söylenen Mariupol kentinde savaşın ortasında kalan 6 yaşındaki kızı Deniz ve annesinden 15 gündür haber alamadığını ifade etti. Acılı baba, “Kızım el bebek, gül bebek büyüyen bir prensesti. Şu anda ne durumda bilmiyorum tabi ki… Haber alamamak, bir şey yapamamak, belirsizlik çok zor” diye konuştu.
Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden bu yana savaşın en yoğun yaşandığı 350 bin nüfuslu Mariupol’ün yüzde 80’inin bombalarla yerle bir olduğu, on binlerce sivilin öldüğü ifade ediliyor. Gemi kaptanı olan Şengül
Mariupol’de savaşın ortasında kalan 6 yaşındaki kızı Deniz ve annesi Olga’dan 15 gündür haber alamadığını ifade etti.
Baba Erhan Şengül acı dolu bekleyişini şu sözlerle anlattı:
‘’Kızım 6 yaşında annesi Olga Hanım'la evli değiliz. Benim çok iyi dostumdur kendisi. 2 Mart'tan beri kendilerinden haber alamıyorum. Olabilecekleri iki adres var ama oralarda olacaklarını düşünmüyorum. Mutlaka bir sığınaktalar. Anneanne de var yanlarında.
Kızım el bebek, gül bebek büyüyen bir prensesti. Anaokulunda okuyordu. Şu anda ne durumda bilmiyorum tabi ki. Haber alamamak çok zor tabi. Belirsizlik kötü bir şey. Ben gemi kaptanıyım. Mariupol'a ilk 1994 yılında gittim. Benim için İstanbul'dan sonra en sevdiğim ikinci şehirdi diyebilirim. Tatillerimin bir kısmını mutlaka orda geçirirdim. Her yıl bir ay mutlaka kalırdım.
Amerika'da abim var o her yere saldırıyor, ben her yere saldırıyorum. Ukraynalıların kullandıkları Facebook, Whatsapp gruplarında her yerde yüzlerce kez paylaşıldı. Bir Allah'ın kulu bir şey demedi… Haa kimler var, söyleyeyim. Adam diyor ki, “Tamam ben şimdi arkadaşımı yollayacağım adrese…” Türk bunu söyleyen adam, eşi Ukraynalı… “Soracağız”… Cevap geliyor, “Sordurduk, adreste değillermiş.”
Aynı insanlar iki gün sonra bir numara veriyorlar, “Oradaki insanlar için yardım topluyoruz, para yollar mısınız.” Kardeşim, tamam yollayalım, hiç problem değil. Ama bana bunun resmi görüntüsü olup olmadığını bildirin. Yok. Kim gitti onun telefonunu verin, az buçuk Rusçam var konuşayım, Gitti mi gitmedi mi…” Kesinlikle vermiyorlar. Veya işte bu paylaşımlarımı gören Ukraynalı bir adam çıkıyor, “Benim güçlerim var, bana 500 dolar yollarsan onların nerede olduğunu söylerim” falan…
Bir Türk taksici çıkıyor diyor ki, “Abi ben giderim, çıkartırım merak etme, bana bir 200 dolar gönder” Yani ne yazık ki insanların zayıflıklarından yararlanmaya çalışan kötü niyetli kişiler de var. Elçilik ve Dışişlerine kayıt verdik. Yapabilecekleri başka bir şey yok. Orda biliyorsunuz cami var. 30-40 kişi camiye sığınmış durumda. Caminin imamının özel otomobille ayrıldığı söyleniyor.
Türkiye'nin Rusya'yla bu camideki vatandaşların tahliyesi için görüşmeler yaptığı belirtiliyor. Bir otobüs önünde Türk bayrağı asılı olarak camiye gidip oradakileri alacak deniyor. Ama oradaki durum yüzünden, şehre gidip de bizim verdiğimiz adreslerden insanları toparlayamayacaklar tabi..
Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı'nda kızımın ve annesinin adı tabi ki var. Ama bu operasyon olsa dahi benim çocuğum ve annesi bundan yararlanamayacak. Çünkü sadece camiye varabilen Türkler yararlanabilecek. Çünkü şehrin içinde kaos hakim. Onlara da hak veriyorum. Şehrin içine kimse gidip adres adres dolaşamaz ki… Adreste oldukları dahi şüpheli… Sığınakta insanlar şu anda.
Ben de oradaydım. 28 Şubat'ta Türkiye'ye döndüm. Niye alıp gelmedin? Olga Hanım, “Şeker hastası annemi kesinlikle bırakamam” dedi. “Kızımı da sana veremem, kızım bensiz yaşayamaz” dedi. Üç gün ısrar ettim, kabul etmedi. O benim hatam, ne olursa olsun, benim onları oradan çıkarmam lazımdı o zaman.
Ama Olga Hanım da sert bir kadın. Yani bir şirkete teknik müdür olarak çalışıyor. Sert bir karaktere sahip. Nuh dedi Peygamber demedi. O yüzden çıkartamadım. Yoksa benim Ukrayna'da yaşayan bir kızım daha var 22 yaşında. O şu anda benimle birlikte.’’