Yayınlanma: 11 Ağustos 2021 14:08
Güncellenme: 17 Kasım 2024 04:57
“Dört yıl önce köyüme döndüm. Buraya geliş serüvenimde önce Antalya'da, Fethiye'de, Marmaris'te turizmle uğraştım. Buraya ilk geldiğim seneler tarımla ve hayvancılıkla uğraştım. İşimi kolaylaştırmak için bir arayışa girdim. Bakteriler ile ilgilenen bir arkadaşımı Amerika'dan getirtip burada misafir ettim. Ev ortamında yaklaşık 150 TL harcayarak bakteri üretmeyi başardım. Ürettiğim bakterileri ata tohum ekibi buğday tarlasında değerlendirdim. Yüksek verdim aldım. Çevremden yoğun talep alıyorum. Benim beklentim devletimizden, hükümetimizden, hangi bakanlık ilgileniyorsa bu bakteri tekniğini halkımızla da paylaşması. Paylaşırsak çoğalır diye düşünüyorum, İslamiyet'te böyle bir emir var. Onun için paylaşmalı ki çoğalsın. Bu bakteriler sınır tanımıyor. Ahmet'in Mehmet'in tarlası diye ayırmıyor. Ama Ahmet Mehmet tarlasına kimyasal döktüğü için, ot ilacı döktüğü için bu bakterileri öldürüyor. Onun için verim alamıyoruz. Gittikçe daha çok kimyasal atılıyor ve gelecek nesillere bir şey kalmıyor. Onun için bu bilgi paylaşılırsa verim artımı olur” açıklaması yaptı.“Japonlar 70'li yıllarda halkını doyurmak için bu bakteriyi keşfetti. Dokulardan domates biber tarlası gibi her alanda kullanıyorlar. Meyvelerin sebzelerin bile her zamankinden sağlıklı ve büyük olduğunu görüyorlar. Gördüğünüz kadarıyla da baya büyük bir verim aldım ve çok mutluyum. Bir iki hafta içinde burayı hasat edeceğiz ve halkla paylaşacağız. Ayriyeten bu bakteriyi Çernobil kazasında zehirlenmiş olan toprakları radyoaktiften temizlemek için kullanmaya başladılar. Bu zehirli radyoaktifi yok ediyor. Birden olmuyor, zaman istiyor. Dünyamızı daha temiz hale getirmek için fazla enerji harcamadan fazla para harcamadan verim almaya, sağlıklı bir yaşam alanı oluşturmaya yardımcı olabilir. Bu bakteriyi Avrupa 70'li yıllardan beri kullanıyor. Yemeğe kattıkları zaman rasyonlar yarıya düşüyor. Ağız kokularını gideriyor. Birçok sayamadığım faydaları var. Dünya bunu kullanıyor biz niye kullanmayalım. Milli sermayemizi mazotu insan gücünü boşa harcamayalım” diye sözlerine devam etti. Saldıray Kaya, ata tohumlarımız bu kadar değerliyken dışarıdan ithal edilen tohumlara meraklı olmamalı, herkes bu konuda bilinçlenmeli diyerek sözlerini sonlandırdı.