Yapay Zeka ne kadar güçlü algoritmalar üzerine inşa edilirse, bulut bilişim üzerine yayılmış işlemci gücüne ve aynı oranda artan veriye ihtiyaç duyuyor.
Yapay Zekanın bir problemi var: ne kadar güçlü algoritmalar üzerine inşa edilirse, bulut bilişim üzerine yayılmış işlemci gücüne ve aynı oranda artan veriye ihtiyaç duyuyor. Bu durum beraberinde şu tür sorunları da getiriyor; artan karbon emisyonu ve yapay zekanın güvenliği.
Fakat ufak bir yapay zekâ-cık inşa edilirse bu durum tersine dönebilir. Akademik çevreler ve büyük teknoloji şirketleri bu alanda çalışmalara yoğunlaşmış durumda; daha az veri miktarına ihtiyaç duyan, daha az enerji tüketen, fiziksel olarak daha az alan kaplayan ve yeteneklerinden bir şey kaybetmeyen bir yapay zekâ-cık.
Geçen mayıs ayında Google, android telefonlarda bulunan Google asistanın artık uzak bir servera bağlı kalmadan çalışabileceğini duyurdu. Aynı şekilde İOS 13 ile, Apple, Siri’nin ses tanıma teknolojisinin ve hızlı tuşlama özelliğinin de güncellendiğini belirtmişti. IBM ve Amazon, yapay zekâ-cık geliştirme konusunda ortak bir girişimde bulundular. Şu an için sadece geliştirici bölümü olsa da ilerleyen zamanlarda standart kullanıcılara da açık olacaktır.
Böyle bir gelişme ile sesli asistanlar, otomatik düzeltme yapan uygulamalar ve dijital kameralar gibi alanlarda muazzam kolaylıklar sağlanacaktır. Ayrıca, verilerin kişiselliği konusunda da ilerlemeler kaydedilecek gibi duruyor. Düşünsenize; kişisel verilerinizin daha iyi hizmet vermek adına üçüncü taraflar tarafından toplanmasına gerek kalmayacak.