Yayınlanma: 11 Ağustos 2021 13:27
Güncellenme: 22 Şubat 2025 15:17
‘’İlk kez otobüs ile seyahat ediyordum ve yalnızdım. Otomobilden emniyet kemeri takma alışkanlığımız var. Otobüste de emniyet kemerim bağlıydı. Kısa yollarda bile, kazalar zaten saniyelik olaylar olduğu için tedbirimizi alıyoruz. Birden bağrışmalar oldu. Otobüs uçtu. Karanlıkta takla attığımızı hatırlıyorum. Kalktığımda yürüdüm, belimi çok hissetmedim. Kolumda yara vardı, kanamam vardı. Belimdeki gömleği çıkartıp hemen oraya sardım. Arka tarafta hiç ses yoktu. Çok erken bir saatti. Ön tarafa yürüdüğümde Sude Naz diye bir arkadaşta telefon vardı. O da şoktaydı büyük ihtimal. Ondan telefonu alıp, hemen 112’yi aradım. 2 arkadaş daha vardı. Onlarda da kesikler vardı. Sonra belime ağrı girdi. Nerede olduğumuzu da bilemediğim için tam tarif edemedim. Sude Naz arkadaşımız hemen konum attı. O arada otobüsün motoru çalışıyordu. Ben patlama olabilir diye yürümüştü zaten. Kazayı gören biri durmuş, bir ağabey geldi. Otobüsün motorunu kapattı. Ondan sonra zaten ben yürürken baktığımda hiç ses bile yoktu, herkes bir yerlere saçılmıştı. Çok kötüydü. Ölüler olduğunu anlamıştım. Eğer belim kötü olmasaydı ilkyardım yapacaktım, hatta kızlara söyledim ama herkes şoktaydı. Ondan sonra biz zaten ambulans çağırdık, hemen geldiler. Hepimize boyunluk taktılar. Önce en ağır yaralılara baktılar. Ben iyi olduğum için son beni aldılar. Ondan sonra işte itfaiye ekipleri olsun, polisler olsun hepsi ilgilendiler.’’