İçerisinde Embriyo Bulunan 66 Milyon Yıllık Kaplumbağa Yumurtası Bulundu

Henan Eyaleti’nde içerisinde embriyo bulunan 66 milyon yıllık kaplumbağa yumurtası bulundu. Bu keşif bilim dünyasında şaşkınlık yarattı.

Yayınlanma: 19 Ağustos 2021 14:40

Güncellenme: 21 Nisan 2024 18:41

İçerisinde Embriyo Bulunan 66 Milyon Yıllık Kaplumbağa Yumurtası Bulundu

Çin’in Henan Eyaleti’nde 66 ile 145 milyon yıl öncesine ait olduğu tahmin edilen bir kaplumbağa yumurtası fosili bulundu.

İçerisinde embriyo bulunan 66 milyon yıllık kaplumbağa yumurtası bulundu. Günümüzden 142 milyon yıl önce başlayarak 63 milyon yıl öncesinde sona erdiği kabul edilen Kretase Dönemi, dinozorların altın çağı olarak biliniyor. Bu döneme ait yumurta fosillerine ulaşmak ise oldukça zordur. Bunun nedeni ise o dönemde yaşayan dinozor ve kaplumbağa gibi türlerin kabuklarının oldukça kırılgan olmasıdır. Bu durum da o yumurtaların günümüze kadar ulaşmasını neredeyse imkansız hale getirir. Çin ve Kanada’da bulunan çalışma ekipleri, bilim dünyasında şaşkınlık yaratacak bir keşif gerçekleştirdi. Araştırmacılar, Çin’in Henan Eyaleti’nde içerisinde hala embriyo bulunan bir kaplumbağa yumurtası keşfetti. Tarihi 66 ile 145 milyon yıl öncesine dayandığı tahmin edilen bu yumurtaya yönelik analizler sonucunda, kaplumbağanın nanhsiungchelyids adlı canlı grubuna ait olduğu öğrenildi.

İçerisinde Hala Embriyo Bulunuyor

Henan’da yaşayan bir çiftçinin arazisinde yer alan garip kayaları incelemeye başlayan araştırmacılar, ilk başta büyük bir kaya gibi gözüken fakat kazıdıkça bir hayvana ait yumurta olduğu keşfedilen bu kalıntıların, Kretase Dönemi’ne ait olduğu öğrenildi.

Yumurta, Mikro Bilgisayarlı Tomografi Altında İncelendi

Milyonlarca yıl önce yaşayan kaplumbağalar ile günümüzde yaşayan kaplumbağalar arasındaki farkı incelemek isteyen bilim insanlar, yumurtanın içinde yer alan embriyoyu, 3D yazılım kullanarak yeniden modellediler. Modern yavru kaplumbağaların en karakteristik özelliklerinden biri olduğu bilinen yassı kaburgayı gören bilim insanları, antik kaplumbağaların kabuklarının bir hayli kalın olduğunu ve modern kaplumbağalar ile arasında keskin farklar olmadığını gözlemledi.