Pınar Gültekin’i vahşice katleden Cemal Metin Avcı, kadın cinayetlerinden kurtulan pek çok katilin bahanelerini kullanmaya çalışıyor.
Pınar’ın katili indirimden yararlanmaya çalışıyor. Geçtiğimiz yılın temmuz ayında Muğla’nın Ula ilçesinde 27 yaşındaki üniversite öğrencisi Pınar Gültekin, reddettiği evli erkek Cemal Metin Avcı tarafından katledilmişti. Avcı, henüz gençliğinin baharında olan genç kadını öldürüp cansız bedenini çöp varilinde yakarak üzerine beton dökmüştü. 16 Temmuz’da kaybolan Pınar Gültekin’in cansız bedeni 5 gün sonra bulunmuştu. Gözünü kan bürümüş katil ise hemen yakalanmış ve “canavarca hisle ve eziyet çektirerek insan öldürmek” suçundan tutuklanmıştı. Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, tutuklu sanık Cemal Metin Avcı’nın “canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet, kardeşi Mertcan Avcı’nın ise “suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirmek” suçundan beş yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istenmişti. Soruşturma ve yargılama sürecinde katil Cemal Metin Avcı’nın her defasında ortaya attığı iddialar kamuoyunu ayaklandırdı.Milliyet gazetesinden Çiğdem Yılmaz'a açıklamalarda bulunan Gültekin ailesinin avukatı RezanEpözdemir o iddiaları değerlendirdi.
“İddia Var Kanıt Yok”
“Hunharca ve vahşice işlenmiş bir cinayetten bahsediyoruz. Bir kadını önce boğmaya çalışmış, sonra diri diri yakmış, akabinde ise bir varilin içine koyup üzerine beton dökmüş ve betonla birlikte nehire atmış. insan olma vasfına aykırı bir cinayetten bahsediyoruz. Bu şahıs, bu cinayeti işledikten sonra kadının telefonunu üç parçaya ayırmış, sim kartını kırmış. Sonraki suç delillerini de yok etmiş. Karşımızda böyle bir profil var. Şahıs soruşturma aşamasında haksız tahrik indiriminden faydalanmak için, ‘Benim evli olduğumu öğrendi, şantajda bulunup para istedi’ diyordu. Fakat ortada bir mesaj yok, tehdit beyanı yok, menfaat temennine ilişkin bir şey yok. Kovuşturma aşamasında iddianamenin kabulünden sonra cezaevinden bir mektup yazarak, Pınar tarafından hemcinsileriyle uygunsuz bir videosunun çekildiğini ve Pınar’ın bu videoyla kendisi tehdit ettiğini iddia ediyor. Ancak ortada böyle bir video ve delil de yok.”
Olmayan Bıçakla Saldırdı İddiası
“Duruşmada biz sanığa sorular yönelttik ve cinayeti neden işlediğini sorduk. Bize, ‘Pınar çantasından bıçak çıkarıp boğazıma doğru salladı. Kurtulmak için dirseğimi siper etmeye çalışırken kolumu bıçak kesti. Panikleyip cinayeti işledim’ dedi. Oysa mahkemede Adli Tıp hekimi sıyrık için ‘Bu bir bıçak kesiği değildir’ dedi. Zaten olay yerinde de bir bıçak yok. Bu iddianın da gerçek dışı olduğu ortaya çıktı. Son duruşmada da sanık, ‘Pınar sevgilim değil, eskorttu’ diyerek yine asılsız bir iddiada bulundu. Asılsız beyanları utanç verici. Amacı, hayal ürünü iddialarıyla işlediği vahşi cinayeti meşrulaştırıp, kamuoyunun desteğini almak. Sanığın tüm bunları yapmasının tek sebebi var, haksız tahrik indiriminden faydalanmak. İşlenen kadın cinayetlerinin hemen hemen hepsinde bu ve buna benzer asıl tahrik savunmaları var. Bu sanık da, vahşice hunharca bir cinayet işledi, delileri kararttı, sonra da haksız tahrikten faydalanmak için kurgu, ezber mahiyetinde savunmalar yapıyor. Her seferinde kurgusu değişiyor.”
“Algı Oluşturuyor”
“Mahkeme, tüm bunlara itibar etmemesi gerekirken, Amerika Birleşik Devletleri’ne bir müzekkere yazıyor. Pınar Gültekin’in iki yıl öncesine kadar, video, görüntü, mesajlaşma dökümünü istiyor. Bu hukuken ve filen kabul edilmez. Burada yargılanan sanıkken maktulün özel hayatı araştırılıyor ve cinayeti meşrulaştırma algısı uyandırıyor. Kaldı ki, ABD’ye yazılan müzekkere yargılamayı sürüncemede bırakacak, yıllarca cevabı gelmeyecek belki de. Bu durum kamu vicdanını da rahatsız edecek. ABD’nin de bu bilgileri verip vermeyeceği zaten meçhul. Bütün deliler ortadayken ben bu müzekkereyi neden bekleyeyim, kabul edilebilir bir tavır değil.”
“Cinayeti Tek Başına İşlemedi”
Söz konusu cinayetin tek başına işlenmediğini öne süren Epözdemir, “Biz duruşmada hazırız, bütün yargılama aktörleri hazır, maktulün ailesi çıkıp Bitlis’ten gelmiş. Ancak tutuksuz sanık Mertcan Avcı ne hikmetse SEGBİS ile dinleniyor. En başından beri bu cinayetin tek başına işlenmediğini savunuyoruz. Geçen celse Mertcan Avcı’nın tahliye edilmesine hem biz itiraz etmiş hem de Başsavcılık itirazda bulunmuştu. Ancak yapılan itirazlar reddedildi. Bu tek başına işlenecek bir cinayet değil. Hayatın olağan akışına ve fizik kurallarına aykırı”
“Reddihakim İstiyoruz”
“ABD’den istenilen müzekkerenin de yargılamaya herhangi bir şey katmayacağını düşünüyoruz. Bu müzekkerenin geri alınması talebinde bulunduk, kabul görmedi. Bu yargılamada hukuki zeminde olmayan, yürüyen birtakım süreçler var. Ailenin de, mahkemenin tarafsızlığı ve objektifliğine karşı endişeleri var. Bu gerçeklerden dolayı da reddihakim istiyoruz. Sonuna kadar da mücadelemiz devam edecek.”