Yayınlanma: 9 Eylül 2020 00:59
Güncellenme: 23 Kasım 2024 00:26
Uzmanlar Bu Önlemlerin Etkili Olmadığını Söylüyor!
Koronavirüs pandemisine karşı araştırmalara her geçen gün yenisi ekleniyor. Henüz onaylanmış bir tedavisi bulunamasa da tüm dünyanın korunmak için ortak belirlediği yöntemler var: maske, mesafe ve kalabalık ortamlardan uzak durmak.
Koronavirüsten korunmak için kendi özelimizde pek çok önlem alsak da bilim insanları bunlardan bazılarının aslında gerekli olmadığını açıkladı.
Örneğin North Carolina Üniversitesi’nde salgın hastalık uzmanı Rachel Graham; mektupları veya paketleri açmadan önce günlerce bekletmek, çok büyük ihtimalle gereksiz bir şey olduğunu söylüyor ve “Gelen postaları karantina etmekle hiç uğraşmadım” diyor.
Popular Science dergisinde yayımlanan yazıya göre, uzmanların uğraşmaya gerek görmediği önlemler;
ABD Hastalık Denetim ve Önleme Merkezleri’ne (CDC) çalışmalarına göre koronavirüs bulaşlı yüzeylerden kolaylıkla yayılmıyor. Ancak bir kişi bulaşlı yüzeye dokunduktan sonra elleri ile yüzüne dokunursa hastalık kapabilir.
Eldiven giymek ise sahte bir güven duygusu üretiyor. Amerika Bulaşıcı Hastalıklar Derneği’nden salgın hastalık uzmanı Ravina Kullar, geçen ay New York Magazine dergisine konuşarak, “İnsanlar eldivenleri sihirli değnek zannediyor ama değiller. Bunlar başka bir bulaşma kaynağı” açıklamasında bulunuyor. En sağlıklı olan ise bir yere temas ettikten sonra elleri güzelce dezenfekte etmek.
Geçtiğimiz aylarda Çin’de donmuş gıda ambalajında koronavirüs tespit edilmişti. Ancak Dünya Sağlık Örgütü Sağlık Acil Durum Programı idari yöneticisi Michael Ryan “İnsanlar gıdalardan, gıda ambalajlarından, işlenen gıdalardan veya gıda siparişinden korkmamalı” diyor.
Virüsün insan dışındaki yüzeylerde dayanıklı olmadığını savunan bir başka bilim insanı ise aine Üniversitesi’nde kimya ve biyomedikal mühendisi olan Caitlin Howell. Howell konu ile ilgili, “virüsü dondurmak veya dolaba koymak, bulaşıcı kaldığı süre miktarını uzatmaya yardımcı olabilir. Et paketleme tesislerindeki salgınların bu yüzden bu kadar sık gerçekleştiğini düşünüyoruz. Fakat yüzeyler yoluyla gerçekleşen bulaşma, hâlâ nadir görünüyor; bu yüzeyler donduğu veya soğutulduğu zaman bile.” açıklamasında bulundu.
Virüsün yüzeyler üzerindeki ömrü malzeme tipine göre farklılık gösteriyor. Yapılan çalışmaya göre virüs, kağıttan veya yazdırma kağıdından üç saatte ayrılıyor.
Haziran ayında yürütülen araştırmada, yaygın kütüphane malzemelerindeki virüs parçacıklarının üç gün sonra kaybolduğu gösterilmiş. Bu nedenle “Bu yüzden üç günden fazla beklemek, biraz aşırı tedbirli olmaktır” diyor Graham.
Graham, mektupların içinde bulunan posta kutusunun yaz aylarında sıcaktan fırın gibi olduğunu söyleyerek tek bir mektubun üzerinde hasta edecek kadar virüs bulunmasının “hayret verici bir şey” olduğunu söylüyor ve posta kutusunun içerisindekileri karantinaya almanın gereksiz olacağını da belirtiyor.
ABD Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü başkanı Anthony Fauci, The Post gazetesine verdiği demeçte evine her iki haftada bir temizlikçi geldiğini söyleyerek; “Evde olduğu sırada sürekli maske ve eldiven takıyor” diyor. Connick ve Fauci, de kuaförlerini de eve çağırıp hızlı bir saç traşı yaptırdıklarını söylüyor.
Yapılan araştırmalar koronavirüsün suda bulaşmadığını gösteriyor. Buradaki tek tehlike ise kalabalık. Özellikle klorlanmış havuzlarda virüs yayılmıyor çünkü bu kimyasal, CDC’nin söylediğine göre “sudaki virüsü etkisiz hale getirmeli”.
Koronavirüs solunumsal bir virüs olduğu için bu virüsü kapmak için onu solumak gerekiyor. Michigan Üniversitesi’nin Halk Sağlığı Fakültesi’nde salgın hastalık uzmanı olan Joseph Eisenberg, “Genel olarak, solunum patojenleri suda yaşayamaz” diyor.