Yayınlanma: 16 Kasım 2021 11:22
Güncellenme: 20 Kasım 2024 18:10
California Üniversitesi San Francisco (UCSF) tarafından yapılan ve Amerikan Kalp Derneği'nin 2021 Bilimsel Oturumlarında sunulan yeni çalışma kayıtlara gerçek zamanlı kahve tüketimi sonuçlarını araştıran ilk rastgele çalışma olarak geçti.
Araştırmanın baş yazarı Gregory Marcus, kahvenin dünyada en çok tüketilen içecek olduğu ancak etkilerinin henüz kesin bilinmediğini belirtti. Dr. Marcus ve meslektaşları, çalışmalarına 100 yetişkin gönüllüyü dahil etti ve hepsini iki hafta boyunca birçok sensör takarak izledi. Katılımcıların fiziksel aktiviteleri, kan şekerleri ve uyku düzenleri bileğe takılan EKG cihazları ile takip edildi.
Araştırmacılar bununla birlikte kafein metabolizmasını etkileyebilecek genetik varyantları değerlendirmek için katılımcıların DNA'larını içeren tükürük örnekleri aldı. Kahve tüketimi, EKG monitöründeki 'zaman düğmesi' ile gerçek zamanlı olarak kaydedildi. Gönüllüler için her sabah ne kadar kahve tükettiklerini gösteren günlük anketler de vardı.
Araştırma sonucunda bilim insanları kahve içmenin alt kalp odalarından kaynaklanan bir tür anormal kalp atışında yüzde 54'lük bir artışa yol açtığını keşfetti. Diğer taraftan, daha fazla kahve içmenin, daha az supraventriküler taşikardi, üst kalp odacıklarından kaynaklanan anormal derecede hızlı bir kalp ritmi ile ilişkili olduğu saptandı.
Çalışma, kahve tüketiminin sürekli olarak daha fazla fiziksel aktivite ve daha az uyku ile ilişkili olduğunu kanıtladı. Kahve içen gruptakiler, kahve içmeyen grupta oldukları günlere kıyasla günde bin adım daha fazla attı. Tüketilen her ek fincan kahve, günde yaklaşık ilaveten 600 adım ve gece başına 18 dakika daha az uyku ile ilişkilendirildi.
Dr. Marcus konuya yönelik yaptığı açıklamada; “Kahve tüketiminin tetiklediği görünen daha fazla fiziksel aktivite, Tip 2 diyabet ve çeşitli kanser risklerinin azalması gibi sayısız sağlık yararına sahiptir ve daha uzun ömür ile ilişkilidir” dedi.
Ancak yetersiz uyku, çeşitli olumsuz psikiyatrik, nörolojik ve kardiyovasküler problemlere neden olabiliyor.
Dr. Marcus, “Üst kalp odacıklarından daha sık anormal kalp atışları atriyal fibrilasyon riskini etkiler ve alt odacıklardan veya ventriküllerden daha sık anormal kalp atışları kalp yetmezliği riskini artırır. Bu sonuçlar, kahve ve sağlık arasındaki karmaşık ilişkiyi vurgulamaktadır” değerlendirmesinde bulundu.
Bunların yanı sıra, daha hızlı kafein metabolizması ile bağlantılı genetik varyantları olanlar, daha fazla kahve tüketildiğinde ventriküllerde daha anormal kalp atışları gösterdi. Buna göre, genetiğine bağlı olarak bir birey kafeini ne kadar yavaş sindirirse, uyku süresinden o kadar az kaybediyor.
Dr. Marcus, kahvenin çalışma katılımcılarına rastgele atanması nedeniyle neden-sonuç çıkarımı yapılabileceğini kaydetti. Bu gözlemler, her çalışma katılımcısı için kahvenin tüketildiği ve tüketilmediği günlerin tekrar tekrar değerlendirilmesi sırasında yapıldı ve bireysel düzeydeki özelliklerdeki farklılıklarla ilgili endişeler ortadan kaldırıldı.